Erdem Genç, Genç Gelişim Dergisi’ndeydi
Erdem Genç’in büyük ilgi gören kitabı Genç Gelişim dergisi’nin Ocak sayısı’ndaydı.
20’li Yaşlarında Kendi İşini Kuran, İlk’lerin Patronu ERDEM GENÇ
İş dünyasını en çok eğlendiren, şirketlere takım çalışması ve motivasyon atölyeleri düzenleyen
M3 Works şirketinin sahibi ve “20 Yaşında Patron Olmak” kitabının genç yazarı Erdem Genç,
sıradan görünen olayları fırsata, fırsatları paraya çevirmenin sırlarını ve kendi işini kurup
yenilikçi fikirlerini hayata geçirme yollarını Genç Gelişim okurlarıyla paylaştı. YTÜ’de Makine
Mühendisliği, Anadolu Üniversitesi’nde Halkla İlişkiler eğitimi alan 28 yaşındaki Erdem Genç’in
marifetleri parmak sayısını çoktan aşmış. Kurucusu olduğu M3 Works dışında Park Kitap
Yayıncılık Hizmetleri ve Gizlimoda.com şirketlerinin kurucu ortağı. Debut isimli bir de öykü kitabı
yazmış. İş dünyası ve sivil toplum kuruluşları üyelikleri dışında perküsyon çalıyor, birçok fotoğraf
sergisi açmış. TV programcılığı, vokalistlik, pek çok dergide editörlük ve yazarlık yapmış.
Otuzun üzerinde üniversitede “Girişimcilik” konulu seminerler veren Erdem Genç; TÜGİAD,
Boğaziçi Üniversitesi, Startup Weekend, JCI, Lions, Peryön, Eduplus gibi çeşitli kurumlardan
birçok ödülün de sahibi. Daha neler mi yapmış? Biz yorulduk, gerisini kendisi anlatsın…
Girişimcilik, müzisyenlik, fotoğrafçılık, yazarlık, organizasyonlar, seminerler… Nasıl
yetişiyorsunuz bunca işe?
Leonardo Da Vinci, Wolfgang Amadeus Mozart veya Mustafa Kemal Atatürk’ün kısacık
ömürlerine sığdırdıkları düşünülürse, kimsenin zaman yokluğundan şikayet etmeye hakkı yok
aslında. Benim yaptıklarım ise bu ve benzeri değerli kişilerin binde biri bile değil. İyi bir zaman
planlaması ve sıkı çalışarak birçok kişinin çok daha fazlasını başarabileceğine inanıyorum.
Gençlere “Sıra sende, bazıları hayal kurar ben yaparım, düşlerin sınırı yoktur”
diyorsunuz. Tüm olumsuzluklara rağmen hayattaki inişler ve çıkışlar sizi nasıl kamçılar?
Son zamanlarda Kuantum Teorisi, Evrenin Enerjisi gibi konular gündemde. Bu konular evrensel gerçekten içten bir şeyler istediğinizde, birçok koşulun buna yardımcı olarak harekete
geçeceğini anlatıyor. Bu dua etmeye de benziyor, değil mi? Elbette yalnızca dua etmek, istemek
yetmez; bunun için çaba da göstermek gerekir. Ve hep pozitif düşünmek. Olumsuz durumlarda.
Olayları Fırsata, Fırsatı Paraya Çevirmenin Yolları – Genç Gelişim Kişisel Gelişim
bile her şeyin daha iyi olacağına inanmak. Hayat akıp giderken size fırsatlar sunar. Onlara
uzanıp almak kendi ellerinizdedir. Defalarca başarısız oldum. Defalarca dibe vurdum. Bunların
hiçbirinden yılmadım ve tekrar tekrar denedim; sonunda başarılı oldum. Şans, fark yarattıkça
karşınıza çıkar. Yalnızca bakarsanız geçer gider. Görmeniz gerekir.
“Başarısızlığı Dibine Kadar Yaşıyorum”
Bu kadar başarı üzerine başarısızlık korkusunu yaşadığınız oluyor mu?
Başarısızlık korkusu yaşamıyorum; başarısızlığı dibine kadar yaşıyorum. Ardından ders çıkarıp
tekrarlamamaya çalışıyorum. Daha önce dediğim gibi defalarca başarısız oldum. Ama
bunlardan bir sonuç çıkarmasaydım, muhtemelen bugün benimle röportaj yapmıyor olurdunuz.
Başarısız olduğumda beni iyileştiren, kendi yaralarımı sarmamı sağlayan iki önemli unsur var:
Yazmak ve müzik. Ritim aletleri çok güzel stres atmanızı sağlıyor. E, işim bu, sürekli çalıyorum!
Rock ve heavy metal müziğin o sert ve asi tavrı terapi gibidir bana.
İlkokuldan beri de günlük tutarım. Yazmak benim için vazgeçilmez.
Büyüklerimiz “Bizim zamanımızda böyle miydi” ya da “Ben senin yaşındayken” diye
nasihat verirler. Size de bunları söyleyen birileri olur mu? Kulak verir misiniz?
Her zaman. Onları dinlerim de. Ama dediklerini yapmadan önce kendi süzgecimden geçiririm.
Fikirlerine değer verdiğim, sözlerini saygıyla dinlediğim, benden yaşça büyük çok dostum vardır.
Tabi dünya değişiyor; her söylediklerine körü körüne bağlanmadan deneyimlerinden
faydalanırım.
Hırs kimi zaman düşürür, kimi zaman yükseltir. Fazla hırslı olmak doğru mudur sizce?
Keskin sirke küpüne zarar. Hırs güzeldir, sizi başarıya götürür. Ama mutluluk getirmeyecekse, o işle uğraşırken kendimi yiyip bitireceksem hiç bulaşmam daha iyi. Her şey para değildir; her şey zaman ve mutluluktur. Hayatı ertelemeden azimle çalışmak en güzeli.
Olayları Fırsata, Fırsatı Paraya Çevirmenin Yolları – Genç Gelişim Kişisel Gelişim
Kurucusu olduğunuz M3Works ve Ritm Atölyesi neler yapıyor, neyi hedefliyor?
Amacımız, Türkiye’deki KOBİ’ler dahil olmak üzere tüm şirketlerin İK departmanlarının en
önemli sermaye olan insan gücünün geliştirilmesinin önemine vakıf olmalarını sağlamak ve
eğitimlerimizdeki deneyimsel öğrenim (experimental learning) gibi atölyelerden faydalanarak
insan kaynaklarındaki verimi en üst düzeye çıkarmalarına yardımcı olmak. Ritim çalışmaları ile
şirketlerde takım çalışması ve motivasyonun geliştirilmesi son dönemde popülerleşmeye
başladı. Şirketlerin insan kaynakları departmanları bu tür eğitimlerin önemini zamanla daha da
iyi kavrıyorlar. Şöyle düşünün; iş dünyasında profesyoneller sürekli yoğun bir tempoda
çalışıyorlar ve açıkçası çoğunun hobilerine, özel ilgi alanlarına ayıracak vakti yok veya oldukça
kısıtlı bir zaman ayırabiliyorlar. İş yaşamında onlara küçük molalar verdirerek, ama iş
yaşamından da koparmayıp, aksine sanat ve iş dünyasının ortak paydalarını göstererek katma
değer ve birlikte kaliteli zaman geçirme olanağı yaratıyoruz. Yaptığımız işler tamamıyla yeni ve
heyecan verici! Şöyle düşünelim: Eğlenmek için konserlere, tiyatrolara, sergilere gidiyoruz. Ama
hep izleyeniz. Bizim projelerimizde ise perküsyonu çalan, tuvale boya akıtan, şarkı söyleyen,
sahnede olan sizsiniz! Bu durumda bu işten keyif almamanız mümkün mü? Hem de buna aylar
süren çalışmalar sonunda değil, on beş dakika sonra ulaşabiliyorken… Biz insanları sıkıcı
sunumlardan kurtarıyor ve yepyeni bir yol sunuyoruz. Türk insanına uyum konusuna gelince…
Özellikle M3 Ritm Atölyesi projemiz tam bize göre. Darbuka, tef, marakas gibi enstrümanlar
kullanılıyor. Zaten bebekliğimizden beri dinlediğimiz ritimleri çalıyoruz. Yabancı gruplarla
çalışırken de ağırlıklı olarak batı ve Latin formlarını kullanıyoruz. Resim, dans, fotoğraf gibi
çalışmalarda da yabancı olmadığımız doneler kullanılıyor. Çünkü çok zamanımız yok, on beş
dakika sonra sizin de bizimle birlikte üretiyor olmanız gerekiyor. İki saat sonra çıkan sonuçlara
ise inanamazsınız!
“20 Yaşında Patron Olmak” kitabınız, kendisini okuyacak gençlere ne vaat ediyor?
20 Yaşında Patron Olmak, henüz lisede, üniversitede okuyan veya yeni mezun okuyuculara
alternatif bir kariyer yolculuğunda ilham vermek için kaleme alınmış bir eser. Kendi öykümden
yola çıkarak bu işin nasıl yapıldığını, genç yaşta olayları nasıl fırsata çevirerek paraya
dönüştürebileceğinizi açık yüreklilik ve samimiyetle yazdım. Yetmedi, 20’li yaşlarında kendi
şirketinin sahibi olmuş ve başarıyı yakalamış 20 kadar genç arkadaşlarımın öykülerini verdim.
20’li yaşları bitirmeden ve henüz milyonlarca dolarlık servete ulaşmamış biri olarak bu kitabı
yazmaktaki amacım, yukarıda bahsettiğim başarıları sıcağı sıcağına yaşıyorken yaşça ve çağca
yakın olduğum gençlere ilham verebilmek, “siz de yapabilirsiniz” diyebilmek. Elbette 60’larını
devirmiş, dev holdinglerin başına kurulmuş deneyimli üstatlarımızın paylaşımları da çok değerli.
Ancak onların çalıştığı şartlar çok farklıydı. Yedek parça fabrikasını nasıl kurduğunu anlatan biri
döneminde aslında başka yedek parça fabrikası yoktu. Ben ve benim jenerasyonumdan birçok
arkadaşım ise -reklamcılar bize Y kuşağı demeyi seviyor- her şey varken, birçok şeyi başardık
ve bize sunulan kariyer yolu yerine alternatif, girişimcilik yolunu tercih ettik.
Olayları Fırsata, Fırsatı Paraya Çevirmenin Yolları – Genç Gelişim Kişisel Gelişim
Delik deşik Bir CV’den korunmanın yolu nedir?
Sürekli çabalamak, kurcalamak lazım. Sürekli bir çaba sonucunda mutlaka bir şeyler oluyor, bir
sonuç alıyorsunuz. Bir de yanınızdaki insanlar çok önemli. Tek tabanca ilerlemek başta cazip ve
kolay gözükebilir. Zaferlerin tadını tek başına çıkarmak keyifli olabilir; ancak mağlubiyetleri de
paylaştığınız, birbirinize destek olduğunuz zaman, tekrar yeni bir güçle kalkıp mücadeleye
devam edebiliyorsunuz. Bu yüzden haddim olmayarak, mutlaka sırtınızı güvenle yaslayacak iyi
birer ortakla yola çıkmanızı veya en azından yakın çalıştığınız kişilerin bu şekilde olmasını
öneririm. Kariyer yolculuğu artık üniversitede başlıyor. O yüzden ben üniversitede sadece
gezeyim, tozayım gibi bir lüksünüz yok. Bu arada ben de bolca gezip tozdum ama bunu iş
olarak yaptığım için sorun değildi. Yapabilirseniz siz de yapın, tavsiye ederim. Ben Uludağ’a
tatile girmek istediğimde Uludağ turu düzenliyordum. Hep beraber gidiyorduk. Orada tek para
harcamayan ben oluyordum, hatta üste para kazanan… Arkadaşlarım ‘Yahu adam eğlenirken
para kazanmanın formülünü çözmüş’ diyorlardı. Üniversitede deneyimler yaşayıp ileriki
yaşamında ne yapıp yapamayacağını bulmak gerekiyor. Deneyip devam etmek ya da
olmuyorsa deneyip bırakmak ama ileride nasıl bir yolda yürüyeceğini belirlemen gerekiyor.
Üniversitede bu özgürlüğe sahipsin. Denersin, olmuyorsa bırakırsın. Ne de olsa hâlâ öğrencisin!
İşsiz olmazsın ve ailenden harçlık almaya devam edersin. Yoksa ileride iki ay bir yerde, üç ay
başka bir yerde çalışıp olmayınca bırakmış biri olarak delik deşik bir CV’in olur. Bu CV ile iyi
yerlere başvurduğunda kabul edilmek zorlaşır.