Gün 37: U2 Konseri Harikaydı (Tish-o)
Neredeyse bir yılın üzerinde bir süredir tanıtımı yapılıyordu U2 konserinin. Hele son günlerde Başbakan’la görüşmeleri, Boğaziçi Köprüsü’nü yürüyerek geçmeleri derken iyice gündemimizdelerdi. Hiç de şişirme bir konser olmadığını izleyince gördüm: Harikaydı.
Herkesin derdi Olimpiyat Stadı’ydı ulaşım organizasyonuydu. Zaten maçlarda da bu konu hep gündeme gelir hatırlarsınız. Haftaiçi, iş çıkışı binlerce insanın bu yöne akması trafiği felç etti. Motorsikletle yola çıktığıma defalarca şükrettim; çünkü bir çoğu için 3 saati bulan yolculuk yarım saate yakın sürmüştü.
Girdiğimizden bir süre sonra Snow Patrol başladı. O dev sahne altında mini mini kalan çadırların altında çalıyorlardı. Gayet iyilerdi. Konserin sonuna doğru tüm ekip sahneye doluştu, hatta ekipten biri vokale epey musallat oldu. Hep birlikte tamamladılar.
Bir süre sonra tüm stad aydınlatıldı, U2 yürüyerek rockstar adımlarıyla sahneye çıktı ve ortalık yıkılmaya başladı. Ahtapot şeklindeki dev sahne harikaydı. Üstündeki hareketli dev led ekranlar, sahne etrafında dönen köprüler ile 360 derece bir konser oldu.
Bir ara Bono, Egemen Bağış’a teşekkür etmek istedi ama uzun süre yuhalandı. Gazze, Pakistan gibi yardıma ihtiyacı olan bölgelere değindiğindeyse bolca alkışlandı. Günün sürprizi Zülfü Livaneli’nin sahneye çıkması oldu. Tüm stad “Yiğidim, aslanım orada yatıyor”a eşlik etti. Bu sırada Bono da elini göğsüne koydu. “Ne alaka?” diye düşündüğüm ama konserin unutulmaz kılındığı aşikar bir davetti.
Bu kadar büyük bir stadın dolması zordu elbette. Sonisphere’den daha fazla ziyaretçi var gibiydi ama yine de dolduramıyordu seyirci mekanı. Başka kim doldurabilir bilemiyorum. Stada ilk defa geldim. Tasarımını çok sevdim. U2’nun adeta bir modern sanat eseri olan ahtapot platformuyla uyumu da harikaydı. Ses sistemi ise bugüne kadar gördüğüm en iyi stadyum ses sistemiydi. Bu konser ile çıta epey yükseldi. Bundan sonra böyle iyi konserler bekliyoruz organizatörlerden 🙂
* * *
Bugünkü sponsorum Tish-o’nun adeta hastasıyım. Çok kaliteli işler yapıyorlar. Kullandıkları tişörtlerin kumaşı, kalıpları da çok güzel. Bu konudaki sorumlumuz Berkan’a defalarca rica ettim; bir de buradan söyleyeyim: Lütfen tişörtler bugünkü gibi Tish-o kalitesinde olsun. Şu an yaptırılan yerin ne kalıpları, ne kumaşı, ne baskısı düzgün. Arkadaşlar birilerine tişört hediye edecekseniz, mahalle baskıcıları tek günlüktür (o gün de tatmin etmez muhtemelen). Adam gibi, uzun kullanımlı birşey için profesyoneli tercih etmeli. I love you Tish-o!
Tish-o Hakkında:
tish-o herkesin online olarak “Kendilerine Özel Tişört” tasarlamalarını sağlıyor. Yani www.tish-o.com.tr ‘den istediğiniz model tişörtü seçip, tişörtün rengini değiştirebiliyorsunuz. Tişörtünüze bilgisayarınızdaki bir resmi ekleyebiliyor ,istediğiniz bir yazıyı yazabiliyorsunuz. Veya sitede kategoriler halinde bulunan 2000 den fazla hazır dizaynlardan birini seçebiliyorsunuz. Baskının yeri ve boyutunu siz ayarlıyorsunuz.