Gün 42: Mona Lisa’ya Uzaktan Göz Süzmek (Neokuyorsun.com)
İlk inşaası 1200’lü yıllara dayanan tarihi Lourve Müzesi, 7 bölümden oluşuyor ve müzeyi gezmesi 28 günü buluyormuş. 1932’de son halini alan müzenin ortasına 1989’da da ortadaki cam piramitler ekleniyor.
Bu cam piramitlerden bir tane ortada büyük, dört tane kenarlarda ve bir tane de içeri doğru olmak üzere altı tane bulunuyor.
Wikipedia’dan da detay alıntısı yapayım: “Louvre (Luvr) müzes; yedi bölümden meydana gelmektedir. Her bölümün başında yetkili ve sorumlu kişiler vardır. Bunlar da müze müdürüne bağlıdır. Resim, heykel, doğu sanatları, Mısır sanatları, Yunan sanatları, sanat eserleri, desen gibi dallara ayrılan kısımlardan meydana gelmektedir. Doğu sanatları bölümünde; heykel, Akat uygarlıklarından eserler mevcuttur. Mısır sanatları kısmı ise, Mısır’dan getirilen ve Kahire Fransız Enstitüsü tarafından yapılan araştırmalarda ortaya çıkan, uygarlık örneklerinin tanınması bakımından önemlidir. Yunan sanatları bölümünde; M.Ö. 2000 yılı ile M.S. 3. yüzyıl sanatlarına ve çinilerine rastlanmaktadır. Sanat eserleri bölümünde, ortaçağdan günümüze kadar gelen süsleme sanatı örnekleri; resim bölümünde, ortaçağ Fransız ve Avrupa resim kolleksiyonları vardır.
Heykel bölümü ise, 19. yüzyıl Fransız sanatının zamanımıza kadarki önemli eserlerini bulundurmaktadır.
Müzenin çok zengin kütüphânesi, konferans salonu ve eğitim bölümü, eserlerin incelendiği ve yenilendiği laboratuvar ile sanat târihi ve müzecilik konusunda eğitim yapan Louvre Müze Okulu da önemli kısımlarındandır.”
Devasa müzeye sadece birkaç saat ayırabilmek zor oldu. Katalogda belirtilen temel eserleri gezmeye çalıştım. Türk Hamamı ilgimi çekti. Harika eserlerle dolu dev bir dünyada dolaşmak oldukça keyifliydi.
Meşhur Mona Lisa da bu müzede yeralıyor ve üzerine en çok titrenen eser olarak sıkı korunmakta. Fotoğraf çekmek güya yasak ama herkes fotoğraf çekiyor; görevliler de bu durumu garip bir ifadeyle seyrediyor. Neyseki beklenenden küçük görünen Mona Lisa’nın üstü flaşlara karşı korumalı bir camla kaplı da zarar görmüyor. Başka hiçbir eser önünde böyle bir yoğunluk yok.
Müzenin içinde bir alışveriş merkezi de bulunuyor. Müze katları arasındaki cafeler (ki bu kadar uzun dolaşırken gerekli) dışında bu AVM’de bir yemek bölümü, hediyelik eşya bölümleri, çeşitli mağazalar ve Apple Store var. Apple Store’da insanlar gayet rahat takılıp ürünleri kullanabiliyor.
Bir diğer Apple Store da Opera semtinde. iPhone’dan sonra buradan iMac satın alarak ben de Mac dünyasına geçmiş oldum. Ama henüz datalarımı aktarmadığım için şu an blogu bir PCden yazmaktayım 🙂 Bu arada yukarıda tarihi Akademi binasını görüyorsunuz (Opera’da). Apple Store hemen sağda, ileride kime sorsanız gösterir (Tabi Fransızca 🙂
Bugünün sponsoru da sanatla ilgili: Neokuyorsun.com. Kitaplarla ilgili görüşlerinizi yazabileceğiniz, görüşleri okuyabileceğiniz bir sosyal medya. Edebiyatla haşır neşir olanlara tavsiye edilir.
PS: Müze çıkışı yine Sacre Coure’a gittim. Yukarıdaki fotoğraf o yolu göstermekte. Yarına kaldı Sacre Coure yine 🙂
NeOkuyorsun.com Hakkında
Sitemize üye olarak okuduğunuz ve okumayı düşündüğünüz kitapların listesini oluşturabilir, beğenileriniz doğrultusunda otomatik olarak size özel oluşturulan yeni kitap tavsiyeleri alabilir ve diğer üyeler ile kitap takası yapabilirsiniz.
http://www.neokuyorsun.com