JCI’a Konuk Oldum: Girişimciliği Genç Girişimcilerden Öğreniyoruz!

Geçen hafta Türkiye’nin ve dünyanın en büyük iş ağlarından JCI’ın Bahçeşehir Şubesi konuğuydum. “20 Yaşında Patron Olmak” seminerlerini öğrencilerden sonra deneyimli girişimciler ve iş dünyasından profesyonellerle paylaşmak heyecan vericiydi.

JCI (Junior Chamber International – Genç Girişimciler Derneği) ile ilk buluşmam 2006 yılına denk gelir. O zaman JCI Istanbul’daydım ve şirketimle tüm dünyadan JC’lerin buluştuğu Rhythms of Istanbul etkinliğinin sponsoru olmuştuk. Sonrasında aynı şubenin “İlk 15 JC” adlı kültür sanat projesinin direktörlüğünü yaptım. Ardından geçen yıllarda yoğun takip edemedim. Yıllar sonra JCI Bahçeşehir’den gelen bir çağrıyla tekrar JCI dünyasına döndüm ve üyesi olduğum dernekte ilk seminerimi vermenin onurunu yaşadım. Oldukça keyifliydi. Seminer ardından yayınlanan bülteni sizlerle paylaşıyorum.

 Girişimciliği Genç Girişimcilerden Öğreniyoruz!

“Düşlerin sınırı yoktur…”
O, üç şirketin kurucu ortağı, iki kitabın yazarı. O, 20 yaşında bir patron. Bugüne kadar 100’den fazla TV, gazete ve dergiye haber olan, 50’den fazla üniversitede konferanslar veren Erdem Genç, bizlere “20 Yaşında Patron Olma”nın sırlarını anlattı.


____________________________________________________________________________
Yapmayı en çok sevdiğiniz şey işiniz olsun. Zor ve imkansız değil!
Sevdiğin işi yap, risk al, tutkuyla çalış! Okuldayken bir müzik kulübünün olması gerekiyordu. Bunun için insanları aradım ve sürekli parti yapmaya başladık ama kulüplerde sizin de bildiğiniz gibi genelde yönetim kurulu çalışır. Hatta yönetim kurulundan birkaç kişi çalışır ve geri kalanlar daha çok tadını çıkarır. Biz de yönetim kurulundan 3 – 4 kişi çalışırdık ama para hep kasaya giderdi. Geri kalanlar ise konserlerin tadını çıkarırdı. En çok benim çalıştığımı ama paranın hep ortak kasaya gittiğini düşünerek kendi konserlerimi düzenlemeye karar verdim.
Rock kulübündenayrı olarak M3 diye bir isim buldum ve konserler vermeye başladım. Sonrasında işler büyüdü ve daha fazla para kazanmam gerektiğini düşünerek işleri büyütmeye karar verdim. Yedikule Zindanlarını ayarladım. Hayko Cepkin, Duman, Erkin Koray’ı düzenlediğim festivalde çıkartmak için birikmiş bütün paramı bu işe yatırdım. “Bir festival yapalım ve işi bir kerede götürelim!” dedim. Festival 1 Ekim’de olacaktı ve açıkhava 25.000 kişi alıyordu. 20.000 kişi gelse bir ev, bir araba, artanıyla da başka konserler yaparım diyordum ve konser günü yağmur yağdı! 25.000 kişi beklediğimiz festivale sadece 2.000 kişi geldi!

Bir yerde sorun varsa, orada para vardır.
Ben o grupların ancak yarı parasını ödemiştim ve girişimim berbat geçmişti. Yaşım 21’di ve sürekli senet imzalıyor, borçlanıyordum. Bütün elimde olanı kaybetiğim gibi üstüne bir sürü de borcum olmuştu. Websitesi yapmasını biliyordum ama o zaman yaptığım siteler 500 TL – 1000 TL arası ediyordu. Çünkü çok da başarılı değildim. Sonra borcumun da bir bölümünü kapatmak için uygun fiyata aldığım ürünleri %20 fazlasıyla internetten satış sitelerine koymaya başladım. Örneğin 5 kere sattığım cep telefonu benim oluyordu. 5 kere daha yaparsam bu cep telefonunun parası da bende oluyordu!
Bu şekilde en güzel laptop ve en güzel cep telefonu sahibi olarak öğrencilik hayatıma devam ederken tek akıllının ben olmadığımı farkettim. Bu telefonu ben koyuyorum ama bin kişi daha koyuyor. Onlardan sıyrılmak için bir farklılık yapmak lazımdı. İnternet sitesi yapmayı bildiğim için bu bilgimi kullanarak renkli, bol resimli, güzel açıklamalar içeren sayfalar yaparak ürünleri kendi internet sitemde satmaya başladım. Hatta bebek telsizi bile sattım!

Hayat akıp giderken size fırsatlar sunar. Onlara uzanıp almak sizin elinizdedir!
Bunu sürekli yapıyorken Zonguldak Ġl Sağlık Müdürlüğü’nden aradılar ve internet sitesi yapıp yapmadığımı sordular. Zonguldak’ta bulamadıklarını söylediler ve kendilerinin sitesini yapmamı istediler. “20 Yaşında Patron Olmak” isimli kitabımda “hayır demeyi bilmek gerekir” şeklinde kendime bir notum vardır. Çünkü ben hayır demeyi bilmiyorum. “Evet tabi yaparız!” dedim.
Ama doğru dürüst bir internet sitesi yapmayı bilmiyordum. Yalnızca basit şeyler yapmayı biliyordum. Battığım festival zamanından kalan 500 lira limitli bir kredi kartım vardı. O parayla 12 ay taksitle bir takım elbise aldım. Dizüstü bilgisayarım zaten vardı. Bir de elimde rock kulübünden kalan 250 kişilik bir üye listesi vardı. Tek tek takım elbisesi ve dizüstü bilgisayarı olanları aradım. Bulduğumda da “benimle Zonguldak’a geliyorsun ve benim asistanımsın!” dedim. Daha ortada şirket bile yokken Zonguldak’a iş almaya gittim. Teklif gönderin demişti ama herkesin mail yolu ile göndereceğini düşünerek teklifi bizzat götürmemin daha etkili olacağını düşündüm.
Türkiye’de beşeri ilişkilerin ne kadar önemli olduğunu unutmamak gerek.
Arayıp gelmek istediğimi söylediğim zaman çok hoşlarına gitti. Büyük imajı çizmek için herşey hazır. Takım elbisemi giydim, asistanım var, iki dizüstü bilgisayarımız var ama internet sitesi yapamıyoruz! Ona da şöyle bir formül buldum. Firmalara çok güzel internet sitesi yapan bir arkadaşım vardı ama benimle Zonguldak’a kalk gel desem hiç ilgilenmezdi. Zonguldak Ġl Sağlık Müdürlüğü’nden iş aldığımı söyledim ve arkadaşıma siteyi yapıp yapmayacağını sordum. Yaparım deyince de onun yapmış olduğu 15 siteyi gitmeden referans olarak bilgisayarıma indirdim. Hatta Zonguldak’ta sorumlu kişiye gösterirken “bakın bunu yaptık, şunu yaptık, bunu da mı yaptık?” şeklinde biraz da şaşırarak gösterdim. Bu iş için 7000 TL + KDV’ye yaptırdım ama maliyetim sadece 1.000 lira tuttu. Bu parayla da 1 yıllık kiramı ve giderlerimi karşıladım. Artık bundan sonraki tüm kazancım işimi geliştirmek için kullanılacaktı!
____________________________________________________________________________
“Dünyada 7 milyar beyin var” diyor Erdem Genç. Fikrimiz varsa bize vakit geçirmeden uygulamamızı öğütlüyor. Ona göre insanın 24 saatlik bir gününün 8 saati iş, 8 saati uyku ise geri kalan 8 saati de mutlaka eğlence olmalı. Çünkü Erdem’e göre her şey para değil, her şey zaman ve mutluluktur!

Ve son olarak Erdem Genç’i de AĞAÇ ETTİK!
JCI Bahçeşehir olarak yok olan ormanlarımızın, erozyona uğrayan topraklarımızın, ağaçlandırmanın önemi ve sorumluluğunu hissediyor ve TEMA Vakfı ile ortaklaşa olarak tüm seminer katılımcılarımız için birer adet fidan dikiyoruz.
Kişilerin adlarına özel düzenlenen sertifika ile belgelenen bu fidanlar tüm Türkiye’nin geleceği açısından büyük önem taşıyor.
Paylaştıkça ve birlik ile büyüyecek “Ağaç Ettin” Projesi’nde siz de yer almak, toplantılarınıza, eğitimlerinize ve seminerlerinize katılan kişilere TEMA Vakfı’ndan birer fidan armağan etmek istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Bir sonraki “Girişimciliği Genç Girişimcilerden Öğreniyoruz” seminerimizde sizleri de aramızda görmek dileğiyle, şimdilik hoşçakalın!
AĞAÇ ETTİN! Projesinde Yer Almak ve Detaylı Bilgi İçin,
Jefi Sevilay
jsevilay@gmail.com
0530 776 95 46

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir